November 9, 2015

Bağıralım bir az

İnsanı da mı kahreder Tanrı?
Ben onun sadece şeytanla
papaz olduğunu düşünmüştüm.
Bu işte bi yolsuzluk var.
Hakikat olan da bu yolsuzluk.
O yüzden kimse yola çıkıp hakikate ulaşamıyor.
Mutluluk için nerdeyse dilenir oldu insanlar.
Nerdeyse göz yaşlarını satıp yerine tebessüm alacaklar.
Ama göz yaşı nedense bedava.
Diyorum ya, bu işte bi yolsuzluk var.
İnsanı da kahrediyorsa Tanrı...
Bilmiyorum dahiler bu dünyaya nasıl veda ettiler?
İnsanlığın akibetini merak edip, sonunda tükürerek mi?
Tam gözlerini kapatırken bi` umut ışığı yakalayarak mı?
Nasıl olsa ne ben, ne de kimse
Bu işin sırrını öğrenemeyecek.
Yazamadılar ya en son ne hissettiklerini.
Hepsi ölmeden önce yaşadı.
Ama en son ne yaşadıklarını paylaşmak şansları olmadı.
Ben bir az bıkkınım galiba ya.
O yüzden bu kadar umutsuz,
ve bu nefret doluyum.
Şeytan umursuyor mu lanete uğradığını? Ha?
Acaba?
Bence umursamıyordur.
Nerdeyse tüm insanlık paylaşıyordur onun lanetini.
Yalnızlık için uğraşırken, o da bir sürü arkadaş edindi.
Ama basit bir huzura varmak için
Bir ömür Tanrını aramak zorundayız.
Böyle hakikat mi olur ya, hayat aşkına?!
Bana bakarken, beni duyarken, kızmayın lütfen!
Ben yolların nereden başladığını bilemiyorum.
Hiç bir durak da beni durduramıyor.
Allah kahretsin ya!
İnsanı da mı kahreder Tanrı?
Oysa, ben onun sadece şeytanla
papaz olduğunu düşünmüştüm.

No comments:

Post a Comment