February 1, 2013

Umut yorsa da, yaşatır diye biliyordu

*** Bir gün geçti. Sakindi. Sıkıntısızdı. Bir saat geçti. Uzun, kocaman bir saat. Kalbi dondu. Soğuktu. Sessizdi. Aklında ne afetler uyanmıştı! Sonra bir yıl geçti. Kocaman bir yıl, bir saat ve bir gün gibi geçmişte kalmıştı. Kalbinde donan kan, zamanla kaleminde rengini değişti ve akmaya başladı. Anlaşılmadı. Ya da bayağa iyi anlaşılıyor zannedildi. Kimsenin düşüncesini kırmadı. Her kesin geçmişten çağırdığı  biri vardır. Ama sinirlense de, kimseye "Boşuna çağırma! Onlar da her kesten biri!" demedi. Umut yorsa da, yaşatır diye biliyordu. Kimsenin umutlarının katili olmak istemedi. Ama bir gün... Bir gün yine bir saatin içinde tanıdık parfümün kokusuna esir oldu.Sustu. Bu defa kalbi dursun istedi. Fakat, tarihin tekrarlanma çabasına engel olamadı.

*** Sessizliğimi bana karşı kullanan tek düşmanım-zamandır. Delirmem gerektiği an susturur, unutmam gerektiği an delirtir beni. Acaba diyorum, kaybettirerek, insana kendini kazandırma çabasından ne zaman vaz geçecek?

***  Bazıları avcunuz zaten boştu diye, kolaylıkla elinizi bırakıp gider. Nasıl olsa, alışıksınız diye düşünürler. Ama avuçlarınızda bırakmış oldukları sıcaklığı unuturlar. Onunla yaşamak kolay mı? Taşına bilir sadece. Zorluğu avuçtan değil, kalpten yorar.

***  Zaten unutamazsın diye düşünüyordum, "beni hatırla" uyarısını yapmak için gururun zirvesindeydim. Zaman geçti. Boşluk sensizlikle doldu. "Beni unutma" demek için zirveden inmeye geç kaldım.

***  Yaşıyormuşuz... Hakikate bak! Acaba, dahi olmak için dibine vurmam mı gerekiyordu? Dib çatlatır. Ben insanların akıldan çatlak olmalarına kıyamam. Kendime de... Acaba?

***  Salağız işte, arkadaş! Salak... Nedenini sorarsan, benden bile salaksın. Salağız arkadaş, salağız.

***  Başlığını kaçırdığım film gibisin. Sonunu bile başlığın için uydurduğum şeylerle anlarım.

*** Yolculuğumda karşıma çıkan yolcudan duraklamasını isteyemezdim. Güler, geçerdi. Hiç değilse, selamlaşıp geçti. 

***  Konuşan ölüler! Cehennemdeki çığlıklarınızı duyduğum için, şimdi söylediklerinize gülmekten başka bir şey gelmiyor elimden.

***  Sevdiğinizin izini kaybetmeyesiniz diye, o öldükten sonra dikeceğiniz taşın değeri ondan daha çoktur. Hiç değilse, arkanızı çevirdiğinizde yine döneceğinizi taş biliyor. Onun sizi aramasına gerek yok. Ama kaybettiğiniz insan bilmedi. Bilmeyecek.Çünkü izini aramadınız.

***  Havada parfümünün kokusunu unutmuşsun. Ben buldum, almaya gelir misin?

*** Gözlerin kederden dolursa bir gün, ben o yaşları gözlerimle alır ve mutlu gün için saklarım. Göz yaşının tuzu acıdan değil, mutluluktan oluşsun diye. Gel, sen en iyisi beni bana bırakma. Kendimle mutlu olursam, sana yer kalmaz içimde.

*** "Yalnızlaşıyorum" diye bir fiil duydunuz mu hiç? Duyamazsınız. Böyle bi`şey yok çünkü. Yalnız doğarsınız, yalnız hissedersiniz, ortada hayat size en büyük oyununu oynar ve "kandırılırsınız", sonra yine yalnız göçersiniz hayattan. Orta dediğim zaman - "yaşamınızın hatırlanan tüm anıları"dır.

*** Bulduklarımıza geç kaldığımız için çok değer veririz. Değer vermeye başladığımız anda acele ederiz, kaybolurlar...

*** Kaybettiğin yerdeyim. İlhamım beni öne itiyor, yokluğun geriye. Aslında, kimse fark etmedi belki de, ama ilham hep yalnızlığın olduğu yerlerde dolaşır. Adrenalin sevenler bile şair ola bilirler. Çünkü. onlar korku ve heyecanın üst katındakı hazzı yaşarlar ve olmayınca, bunun hasretini çekerler. Görüyor musun, ne kadar "olur" ve "olmazlar" bir araya geldi? Bir tek sen olmazlarını başkalarının olurlarına bıraktın.

*** Bazen geçmişe iyi olduğunu söyleyemezsin. Kıskanır. Geri döner.

*** Bu aralar her şey sana benzemeye başladı. Yine kör oldum galiba. Saklanacak yer de yok. Görmem için dokunmam, ya da konuşturmam gereken yine bir sürü insan doğdu. Yine kör oldum, galiba. Bu aralar her kes. sana benzemeye başladı.

*** Özlem... En zor okunan kısmıdır hikayemin.

***  Vaktinden çok sonra gelen şeyler var. Hiç geç kalmamış gibi hayatınızın içine otururlar. Yoksa "mecburum" dediğimiz zamanlar onlardır?

***  Vakit çok geç olmadan giden insanlar! Hep acele ettiniz, farkında mısınız?

*** Saçmalıklarım üzerine yemin ederim ki, sen onlara (saçmaliklarima) benzemiyordun...


No comments:

Post a Comment