November 25, 2013

Sarı Not#2

Kirlendik. Paslandık. Biri parmağıyla tozlanmış yüzümüze tebessüm çekti, sandık ki, kalbimiz de gülümsedi. Fakat, kalbimize ne acılar çizdi bu parmak?! Evet! Yüzümüzde tebessümü taşıya bilmek için, kalbimize hüznü taşımayı öğretmeliyiz. Biri ağlarken diğeri güler, biri gülerken diğeri ağlar, böylece geçinir giderler. İnsanoğlunun işi kendini kandırmak ve başkalarını aldatmaktan geçmez mi? 


... Dualarla geri dönmeyecek bir geçmiş saklıydı bavulunda. Elleri açmak için dokunur, aklı açtıracak cesareti vermezdi. Özlerdi. Hep özlerdi. Özlerdi ve beklerdi. Ya git, diyorlardı. Uzaklaş, diyorlardı. Uzaklar unutturur, diyorlardı. O da sormak isterdi hep: insan unutsa bile, bavulunu bıraktığı yere eninde sonunda geri dönmez mi?

Yanıtından doğar özlem,
Yanlışlara iter özlem.
Korkular cesaret olur,
Akla zarar verir özlem.

Garip... Uyanmak istemediğimiz rüyaya "geçmiş" ismi takmayı, nasıl beceriyoruz? 

2 comments:

  1. SALAM COX GOZEL SEIRLERINIZ MEQALELERINIZ VAR BILMEK ISTEYIREM SIZ SAIRSIZ?BU ISLE MESGULSUZ?

    ReplyDelete
  2. Salam. diqqetiniz ucun teshekkur edirem. Qelemimi beyendiyinize sevindim. Men ozume hele ki, shair statusu vermemishem. Belke bir gun sizin kimi oxucularimin sayi artsa, bu statusu oxucularimdan alaram))))

    ReplyDelete